FERHAT BERWAR ARKADAŞIN MEKTUBU

Bu eylemimle Zilan komutasında yürüyen bir emir eri olmak istiyorum
Başkanım,
Adım Tacettin Şahin. Kod adım Ferhat Berwar. 1972 yılında Hakkari merkezine bağlı Kotranus köyünde orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerimi açtım. Köyde ilkokulu bitirdikten sonra okumayı bıraktım. Daha sonra Adana’ya taşındık. Adana’da çeşitli işlerde çalışarak, aileye katkıda bulunmaya çalıştım. Ailem yurtseverdir.
1992’de iki kardeşimin saflara katılmasından sonra, ben de ’93 yılında ARGK saflarına fiilen katıldım. Yaklaşık olarak, altı yıldır ARGK saflarında bulunuyorum. Bu süreç zarfında çeşitli görevlerde bulundum. Ancak gelinen aşamada daha büyük kişilikler ve eylem adamı haline gelme bir zorunluluk ve kendisini dayatmaktadır. Bütün dünya gericiliğinin bu denli saldırılarda bulunduğu ve geliştirdikleri komployla Önderliğimizi TC faşizmine teslim etmeleri beni derinden etkilemiş, bu etkilenme beni kararlaşmaya götürmüştür. Onu kendi açımdan kutsal bir görev biliyor ve bu bilinçle kararımı vermiş bulunuyorum. Gerek duygu-düşünce, gerekse de ruhen buna hazırım. Ben bu eylemimle Başkan Apo’ya, halkıma, insanlığa ve yaşama olan bağlılığımı ortaya koymak istiyorum. Bütün yaşam imkanlarının zor ve baskı yoluyla engellendiği, büyük bir imhanın dayatıldığı Başkan Apo ve halkımızın direnişi karşısında bu tarzdaki bir eylemle cevap olma kararlılığındayım.
Bu anlamda hiçbir gücün halkımızı yok edemeyeceğini, her Kürt’ün bir fedai olduğunu bu eylemimle ispatlamak istiyorum.
Başkanım,
Büyük ve maddi gerçekliğimize oldukça uygun düşünce gücü olmanız, düşünce üretmeniz ve bunu uygulama gücüne kendinizi vardırmanız bizleri bugün büyük bir patlamaya dönüştürmüş, insanlığın temel kurtuluş gücü haline getirmiştir. Evden kalkıp Ankara’ya düşmanın kuşatması altında hiçbir gücün cesaret etmediği ve belki de aklına hiç getirmediği temel birkaç çarpıcı sözle başlatmış olduğunuz yürüyüş, bugün olağanüstü başarılarla, kazanımlarla dolu bir sonsuzluk yürüyüşü halini almıştır. Yürüyüşe tek başınıza ve büyük bir ideolojik grup olarak başladınız. Attığınız her adım, söylediğiniz her söz, en etkili silahlardan daha güçlü ve daha büyük bir patlamayı yarattı. Çünkü bir yaşamın tümüyle bitirildiği bir zemine kutsal yaşamın tohumlarını serpiştirdiniz. Çünkü Siz, tarihten silinmeyle yüz yüze olan bir halkı estirdiniz. Kuvvetli ve canlandırıcı ideolojik hususların etkisiyle yeniden yarattınız. Ruh ve can verdiniz. Çünkü siz, bir bütünen ulusal değerlerin ayaklar altına alındığı koşullarda büyük çaba, emek ve kahramanlıklarla erişilmesi güç değerler yarattınız. Tek bir kurşun sıkmadınız, ama en büyük savaşı, yüzyılın en büyük savaşını geliştirdiniz. Savaşı savaşmadan kazanma ustalığınızla, dört duvar arasında bile, düşmanlarımız açısından en büyük tehlike durumundasınız. Siz başlattığınız yürüyüş ve tarzınızla dünyayı ikiye böldünüz. Dünya dengelerini altüst ettiniz. Kendinizle yeni bir süreç başlattınız ve o süreç hala devam ediyor. Uluslararası bir komplo sonucu yakalanmanız, çok çirkef ve ikiyüzlü bir tutumla TC faşizmine teslim edilmeniz, dünya gericiliği ve emperyalizmi açısından ne denli büyük bir tehlike oluşturduğunuzu çok net ve açık bir şekilde ortaya çıkartmıştır.
Bir ulusa, bir bölgeye ve insanlığa mal olmuş gerçekliğinizi görmezden gelerek, “Apo’yu yakaladık” diye zafer naraları atan insanlık karşıtı güçler, bugün ne yapacaklarını bilmez duruma gelmişlerdir. Dünyanın dört bir yanında ayağa kalkan ve “Güneşimizi karartmaya çalışanlara karşı dünyayı karartırız” biçiminde büyük bir kararlılık ve cesaret örneği gösteren halkımız, düşmanlarına nedenli büyük hata ve suç işlediklerini göstermekte ve göstermeye devam etmektedir.
Yürüyüşünüz, sonuçları düşünülmeden başlatılan bir yürüyüş değildir. Oldukça bilinçli, örgütlü ve etkileyici bir yürüyüştür. Partisel, ordusal olduğu kadar, planları ve hesapları çok iyi yapılan, düşmanın hiç ummadığı, beklemediği bir anda sizin vurguladığınız gibi, yürüyen atom bombası biçimindeki bir yürüyüştür. Bugün devam eden ve sonsuza kadar devam edecek olan bu yürüyüşün temelinde daha parti olmadan bir parti gibi hareket etme, cephe olmadan bir cephe kadar etkileyici ve bir ordu kadar ordusal gücü kendinde barındırma tarzını yaratmadır. Bu tarzla sıfırdan başlayarak dünyayı etkileyen bir kuvvet durumuna geldiniz. Başlattığınız çıkışla Ortadoğu’da boğdurulmak istenen sosyalizme büyük bir açılım sağlayarak, çözülen reel sosyalizm gibi, perdeler çekerek, kalın duvarlar örerek sosyalizmi koruma yerine; tersine sosyalizme açılım sağlayarak, geliştirerek insanlığa mal etmenin en güçlü kurumu olduğunuzu gösterdiniz. Bu tarzınızla bütün yaşamınızı insanlığa adayan, çok geniş çaplı uluslararası komplolara rağmen evrensel çapta sosyalizmin tek sözcüsü ve onun tek temsilciliğini yapan bir Önderlik olduğunuzu kanıtladınız. Başlattığınız çıkışla tarihe, insanlık karşısında suç işleyen, insanlığı bitiş noktasına getiren dünya gericiliğini ve emperyalizmini geniş anlamda yargılanacağı sanık sandalyesine oturtarak, mahkum edileceği süreci başlattınız. Bu anlamda insanlık adına konuşmaya, insanlık adına söz ve karar gücü olmak kadar, yargılamanın da Önderliği olduğunuz ortaya çıkmıştır. Başlattığınız çıkışla, dünyanın dört bir yanında ayağa kalkan, bedenini ateşe vererek etrafınızda ateşten bir çember oluşturan fedailer, nasıl bir ulusal ruh ve şekillenmeyi yarattığınızı ortaya koyduğu gibi, çok güçlü bir gizli kuvvete sahip olduğunuzu, yakalanmakla bunun nasıl bir patlamayı yarattığı çok iyi görülmüş ve görülmektedir.
Başkanım!
Siz her şeyi netleştiren özelliğinizle bizlere kimin dost, kimin düşman, kimin demokrat, kimin demokrasi karşıtı olduğunu çok iyi gösterdiniz. Onurun ayaklar altına alındığı, her şeyin çıkara dayandırıldığı, çıkarlar uğruna insani onurun hiçe sayıldığı bir dünyada, büyük bir onur savaşçısı oldunuz. Bu yönünüzle bütünüyle farklı olduğunuz ortaya çıkmıştır. Temsil ettiğiniz doğrular, savaşarak kazandığınız doğrulardır. Tarzınızla savunduğunuz doğruları her koşul altında temsil etme büyüklüğünüzle, en zor koşullarda inanılmaz hamlelerinizle bizlere kendi gerçekliğinizi gösterdiniz. Partimizden istifa etmekle ne düzeyde olduğumuzu ortaya koydunuz. Mevcut tarzımızla, yaşam ve alışkanlıklarımızla hiçbir şey kazanamayacağımız oldukça net, çizginizde yürümenin, önderleşmeyle her alanda yeniden kendimizi yapılandırmakla olabileceği daha açık ortaya çıktı. Bizler aslında tutuculuğumuzla yükünüzü ağırlaştırdık. Düşmana güç verdik. Düşman bu gerçekliğimizi çok iyi tahlil ettiğinden gücünü size karşı kullandı. Bir anlamda bizleri tehlike görmedi. Yapılması gereken, kendimizi Önderlik tarzında tehlike durumuna getirmektir. Şu anki parti yapısı çok daha iyi bilincinde ve farkında. Kendimizi aşmanın büyük zafer yaratan kişilikleri haline gelmektir. Bunun yolu da anı anına yarattığınız ve temsil ettiğiniz çizgiyle bütünleşmektir. Bu çizginin eylem gücü haline gelmektir. Dönem kişiliklerimizde, tarzımızda büyük patlamalar yapmamızı emrediyor. Bu da her zamankinden daha fazla cesaretli, kararlı ve bilinçli hareket etmemizi şart koşuyor. Başarı ne körce, ne de yerinde sayan bir pratikle mümkündür. Başarı, Önderlik tarzında yürüyen, Önderlik partisinin kutsal militanları haline gelen ve Önderliği bu tarzda koruyan Mazlumların, Agitlerin ve Zilanların tarzındadır.
Başkanım,
Ben gerçekleştireceğim eylemle yarattığınız çizginin bir militanı, kendinizde temsil ettiğiniz partinin yiğit bir neferi olmak istiyorum. Bu eylemimle, Zilanlarda gerçekleşen doğru bağlılığın bir takipçisi olmak, yine dönemin bir eylemcisi haline gelmek istiyorum. Düşman karşısında büyük düşünmekten, büyük eylemciler haline gelmekten başka yaşam seçeneğimiz yok. Düşman yaşamımız için en küçük bir delik bile bırakmıyor. Her alanda imhayı dayatıyor. “Sen yaşamayacaksın, senin yaşamaya hakkın yok” diyor. Uluslararası komployla yakalanarak TC’ye teslim edilmeniz, halkımızı sokaklara döktü. Halkımızın düşmana olan kin ve öfkesini biledi. Yine halkımız her alanda denilebilir ki, düşmanla derin bir kopuşu yaratarak daha büyük, bilinçli, örgütlü ve her alanda düşmana vurmayı öğreniyor. Ortaya çıkan bütün bu gelişmeler, sizin eseriniz ve engin çabalarınızın sonucudur. En bitik ve sıfır noktasına gelmiş olan bir Kürt bile, sarf ettiğiniz olağanüstü çaba karşısında inanılmaz bir cesaret ve moralle ayağa kalkmış durumdadır.
Başkanım,
Biz her şeyimizle sizin eseriniziz. Bizleri yoktan var ettiniz. Yaşam sevincimizi ve tutkumuzu geliştirdiniz. Bu çabalarınız karşısında yapacaklarımız ne olursa olsun yetersizdir. Ben bu bilinç ve inançtayım.
Bu anlamda sizlere bağlılığımın bir gereği ve dönemin bir emri olarak bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Bu eylemimle Zilan tarzında özgürleşmek, Zilan komutasında yürüyen bir emir eri olmak istiyorum. Yaşamın kutsallığına inanıyorum. Kutsal yaşamın ancak savaşla yaratılacağına inancım tamdır. Bu inanç ve bilinçle, hiçbir gücün kirli emelleri ve çirkeflikleriyle Güneşimizi karartamayacaklarını bu eylemimle ortaya koymak istiyorum. Ben bunda kararlıyım. Bütün duygu, düşünce ve ruhumla buna hazırım.
Böylesi bir eylemle güneşe yakınlaşmanın onurunu, büyük coşkusunu yaşıyorum.
– Yaşasın sonsuzluk yürüyüşünde yüzyılın son devrimci Ulusal Önderi, Büyük İnsan Başkan Apo!
– Kahrolsun emperyalizm, siyonizm, faşizm ve her türden gericilik!


Warning: Undefined variable $meta_text in /data/abdullahocalan/public_html/wp-content/themes/xwe/content-single.php on line 53

Deprecated: printf(): Passing null to parameter #1 ($format) of type string is deprecated in /data/abdullahocalan/public_html/wp-content/themes/xwe/content-single.php on line 57